Senet, Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş kıymetli evraklardan biridir. Senedin kıymetli evrak niteliğinde olmasına birtakım özel hükümler bağlanmış olduğundan senedin korunması önem arz etmektedir. Nitekim, senedin istem dışı olarak üçüncü kişilerin eline geçmesi halinde her zaman için senedin tahsil edilmesi ve hak kaybının yaşanması ihtimali de bulunmaktadır. İşte bu ve benzeri sebeplerle senedin muhafazasına azami özen gösterilmelidir.
Ancak senedin kaybolması, çalınması, yanması veya üzerine bir şey dökülmesi gibi çeşitli durumlarla da zaman zaman karşılaşılması mümkündür. Bu ve benzeri durumlar yüzünden senedin hamili tarafından ibrazının imkansız olması veya senet üzerinde yazılı olan hakkın saptanmasının imkansız olması hali için hukuk literatüründe kullanılan terim, zıya (zayi olma) terimidir.
Senedin zıyaa uğraması halinde ise iptal davası gündeme gelecektir. Bu yazımızda ise Ticaret Kanunu’nun 651 vd. maddelerinde düzenlenmiş olan senedin iptali sürecinden ve senedin iptali davasından bahsedilecektir.
1. SENEDİN İPTALİ DAVASINI KİMLER AÇABİLİR?
Senedin zayi olması halinde, senet üzerinde hak sahibi olan kişi Asliye Ticaret Mahkemesi’nde senedin iptali davası açabilir. İptal davası açan kişi, senedin zayi olduğuna yönelik inandırıcı delilleri de mahkemeye sunmak zorundadır.
Burada tartışmalı olan husus, senedi düzenleyenin yani keşidecinin de iptal davası açıp açamayacağıdır. Bu konuda Yargıtay’ın vermiş olduğu kararlara baktığımızda, senedi düzenleyenin (keşidecinin) iptal davası açamayacağına yönelik kararlarının olduğunu görmekteyiz. Zira uygulamada da keşideci tarafından açılan iptal davaları reddedilmektedir.
2. İPTAL DAVASININ DEVAM ETTİĞİ SÜREÇTE SENEDİN KULLANILMASI VEYA SENET BEDELİNİN ÖDENMESİ ENGELLENEBİLİR Mİ?
Senedin zayi olması farklı şekillerde olabilir. Senedin yanma, yırtılma gibi sebeplerle zayi olması halinde senet üçüncü kişinin eline geçmemiş olduğundan senedin kullanılması veya bir başkasına ödenmesi tehlikesi bulunmamaktadır. Bu tür zıya hallerinde herhangi bir ihtiyati tedbir kararına gerek olmadığını ifade edebiliriz.
Ancak senedin kaybolması, çalınması ve benzeri bir şekilde zıyaa uğraması halinde ise senedin kullanılması, devredilmesi veya ödemesi için borçluya ibraz edilmesi tehlikesi her zaman için ihtimal dahilindedir. Bu gibi zıya hallerinden kaynaklı açılan iptal davalarında ise mutlaka mahkemeden “ödeme yasağı” ve benzeri bir ihtiyati tedbir kararı talep edilmelidir. Zira, iptal davasının devam ettiği süreçte senedin kullanılması, telafisi güç veya imkansız sonuçların doğmasına sebep olabilir. İşte bu şekilde istenmeyen durumların ortaya çıkmasının önlenmesi, mahkemeden alınacak bir tedbir kararı ile mümkündür.
Ayrıca senedin başkasının eline geçmiş olması ihtimalinde iptal kararı verilmeden önce mahkeme; ilan yolu ile senedi eline geçireni belirli bir süre içinde senedi getirmeye davet ve aksi takdirde senedin iptaline karar verileceğini ihtar eder.
3. İPTAL KARARININ HÜKÜM VE SONUÇLARI NELERDİR?
Senedin iptali davası sonucunda mahkemece senedin iptaline karar verilmesi halinde senedin zayi olduğu ispatlanmış olur. Bu iptal kararını takiben iptal davasını açan kişi, Ticaret Kanunu’nun 652.maddesi uyarınca; senetteki hakkı senetsiz ileri sürebilme veya masraflarını ödemek koşuluyla yeni bir senet düzenlenmesi kararının verilmesini mahkemeden talep etme imkanına sahip olmaktadır. Burada önemle vurgulamak gerekir ki; bu bahsedilen hakkı senetsiz ileri sürebilme ve yeni bir senet düzenlenmesi hakları kendiliğinden doğmamakta, bu hakları kullanmak için yine mutlaka mahkemeden karar almak gerekmektedir.












