KARŞILIKSIZ ÇEK
Kıymetli evrak vasfına sahip Kısa vadeli ödeme aracı olan çek’ in günümüzde mevcut mahiyetinin dışında kullanılması bir yana, Tahsil kabiliyetinin sorgulanması ve tahsiline ilişkin sıkıntıları ile tahsil edilememesinin ardından karşılıksız kıymetli evrak durumuna gelmesi neticesinde var olan sıkıntıları hukuki açıdan bakmak ve meydana gelen sıkıntıları aşmak için gerekenlerin neler olduğuna bir bakalım.
5941 sayılı Çek Kanunu’nun “Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikayeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, bin beş yüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur”.
Kanunun lafzından anlaşılacağı üzere; karşılıksız çek düzenleme suçu şikayete bağlı olup, şikayet hakkı da sadece hamile tanınmıştır.
“Suçta ve cezada kanunilik ilkesi” başlıklı TCK m.2/3’e göre; “Kanunların suç ve ceza
içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz”. Ancak Yargıtay’ın ve Bölge Adliye Mahkemelerinin tam da bunu yaptığı görülmektedir. Yazılı hukuk sisteminin geçerli olduğu ülkemizde, mahkemelerin yorum yoluyla kanun yapma gibi bir yetkisi bulunamamaktadır. Mahkemelerin bu yaklaşımı, hem şikayet hakkının açıkça kanun ile düzenlenmesini gerektiren “suçta ve cezada kanunilik” ve hem de Anayasa ile güvence altına alınan ve kanun yapma yetkisini yasama organına hasreden “kuvvetler ayrılığı” ilkelerine aykırıdır.
Karşılıksız düzenlenmiş çekin cirantasının, Kıymetli Evrak Hukuku ile İcra ve İflas Hukuku açısından sorumluluğu doğacaktır. Ceza Hukuku, kişi hak ve hürriyetlerinin kamu otoritesi tarafından sınırlandırılabildiği halleri öngören yegane hukuk dalı olduğundan, istisnai bir düzenleme alanını haizdir, yani farklı hukuk dallarının müeyyide öngördüğü kusurlu davranışların tamamı Ceza Hukukunda karşılık bulmaz. Bu nedenle, karşılıksız çek düzenleme suçunda Ceza Hukukunun adeta bir “tahsilat aracı” olarak kullanılmasına müsaade edilmemelidir. Sırf cirantanın alacak hakkını korumak için, ceza normunda öngörülmeyen şikayet hakkının cirantaya da ait olduğu söylenemez. Bunun yolu, yasa değişikliğinden geçer.
Karşılıksız çek düzenleme suçunda mağdur; çek bedelini bankadan tahsil edeceğine inancıyla bankaya giden, bedeli bankadan tahsil edemeyip “karşılıksız” işlemi yaptırmak zorunda kalan hamildir. Cirantaların mağduriyeti ise Özel Hukuktan kaynaklanmakta olup, “suçta ve cezada kanunilik” ilkesi uyarınca, 5941 sayılı Çek Kanunu’nda cirantaları da kapsayan bir hamil tanımı benimsenmedikçe, bu kişilerin şikayet hakkı olduğu sonucuna varılamaz.
Sonuç olarak; takibi şikayete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın şikayet hakkı, teknik olarak suçtan zarar gördüğünü iddia edene aittir. Bunun tespiti de suçun işlendiği ana göre yapılır. Suçun dolaylı veya sonradan zarar verdiği kişiler olabilir ki, bu gibi durumlar o kişiyi suçun işlendiği, yani çekin kısmen veya tamamen karşılıksız olduğunun ilgili bankaca tespit edildiği anda mağdur duruma düşen, kendisine karşı suç işlenen ve dolayısıyla şikayet hakkına sahip olan kişi durumuna getirmez. Suç kime karşı işlenmişse, şikayet o kişiye aittir. Eski Kanun döneminde, ilk bakışta Ceza Hukukunun amacına ve fonksiyonuna aykırı olsa da, şikayet hakkını genişleten bir düzenleme yapıldığı görülmektedir. Ancak yeni Kanunda bundan vazgeçildiği, şikayet hakkının yalnızca hamile ait olduğunun belirtildiği, hamilin de o an çeki elinde bulundurup bankaya ibraz eden veya ettiren kişi olacağı tartışmasızdır.
Kanunun açık hükmüne göre; çekin bankaya ibrazı ve karşılıksız kalması ile suç oluşacağından, bu sırada ibraz eden kişi “yetkili hamil” sayılıp, şikayet hakkı da o kişiye ait olacağından, esas itibariyle karşılıksız çek keşide etme suçu ile ilgili şikayet hakkının kime ait olduğu konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Karşılıksız kalan çekin bedelinin bir başkasından veya üst sırada yer alan cirantadan tahsili; o kişiye, “yetkili hamil” veya “şikayet hakkı sahibi” sıfatı kazandırmayacaktır. Karşılıksız çeki ödeyip çeki alan kişi, ya alacağı temlik edecek veya İcra Hukuku açısından icra takibi hakkını edinecektir.
Av. Yakup NUROĞLU