15 Temmuz 2015 Tarihinden itibaren yaşadıklarımızı bir de Hukuk penceresinden değerlendirmek isabetli olacaktır. 21 Temmuz tarihinde ilan edilen Olağanüstü Hal, Anayasamızın 119. ve 120. Maddesi itibariyle düzenlenmiştir. Malumunuz toplumumuzun tüm fertleri az yada çok bilgilenmiş durumdayız. Fakat bu dönem içerisinde olumlu ya da olumsuz mu etkileneceğiz ?
Hayat içerisinde yer alan tüm Erk’ler acaba şimdi ne olacak? Bizi daha neler bekliyor, yeni düzenlemeler ile neler gelecek ? Gibi merak içerisinde olabiliriz. Modern Dünyanın hüküm sürdüğü 21. Yüz yılda bu yaşadıklarımız bize reva mıdır ki bir de başımıza Olağanüstü Hal döneminde Kanun Hükmünde Kararname Kararları çıktı diye düşüne bilirsiniz. Sakın endişe etmeyiz İçerisinde bulunduğumuz Olağan üstü dönemlerinde , içerisinde bulunulan sıkıntılı süreçlerden çabuk çıkılmak , çözüme kavuşturulması gerekilen sorunların çözümü için Anayasal bir yetki olan Kanun Hükmünde Kararname Kararları çıkarma yetkisini verdiği Yürütme organı ( Cumhurbaşkanı Başkanlığında Bakanlar Kurulu) eliyle çıkarılırlar.
Bu yetkiler ve çıkarılan KHK’ler endişeye sebep olmamalı, Çünkü bu kez durum farklı , eski O hal yada Sıkıyönetim dönemleri ile karıştırmamak lazım. Çalışma Hayatı dün nasılsa ,bugün de aynı devam edecektir. İş verenlerin bu dönem içerisinde endişe edecekleri Hukuki düzenlemeler olmayacaktır. Tam aksine Devlet , Hükümet normal dönemlerin aksine daha az beklenti içesinde daha bonkördür. İşçilerimiz için de çalışma hayatı önce den nasılsa bundan sonrası için de aynısı olacaktır. 2935 Sayılı Olağanüstü Hal Kanununda yürütme organına verilen bir çok salahiyet vardır. Köşe yazılarında okuduklarımız ve ekranlardan dinlediklerimiz; Eski Olağanüstü Hal ve Sıkı Yönetim dönemlerine ait uygulamalar ve alınan bir çok hak mahrumiyeti ve özgürlük kısıtlayıcı hatıraların paylaşıldığını görüyoruz. Doğrudur Anayasamız ve O Hal kanunumuz bunları içermektedir. Bu yetkileri içerisinde barındıran ve donatan bir yapısı vardır ancak bu yetkileri kullanmaya şuan gerek yoktur. Darbe teşebbüsünden öteye diğer bir değişle kalkışma milletin çabası ile başarısız olmuş, Hükümet görevi başında iken felaket tellallığı yapmanın yeri de yoktur.
Olağanüstü Hal döneminde şuana kadar Kişi hak ve özgürlükleri ile iş hayatını kısıtlayıcı hiç bir KHK’ler çıkarılmadığı gibi çıkarılma durumu da söz konusu olmayacaktır. Aksine Fetullahcı Terör Örgütüne bağlı Dernek, Vakıf, Şirket, şahıslar ve benzeri terörü finans edenlerin aktif, pasif hareketlenmesini kısıtlamasına, İflas Erteleme davaları açmalarına yönelik engellemeler ile olumsuz durumların oluşmaması için icra-i KHK’ler çıkarılmıştır. İşçilere tanınmış olan Toplu Sözleşme hakları ve Kıdem ilerleme hakları bu dönemde aynen devam etmektedir. Şirketlerimizin sözleşme yapma, İhalelere girme, Satış, Devir, Temlik, Alt yüklenici çalıştırma gibi birçok iş hayatının vazgeçilmez yetki ve sorumluluk gerektirici işlemleri de O Hal öncesi dönemlerde ne ise aynı şekilde devam edeceklerdir. Bireyler olarak O Hal döneminin bizi Özgürlük ve İnsan Hakları yönünden kısıtlayıcı bir etkisi olmayacaktır.
Şimdi Bu O HAL sürecinin , önce ki dönemlerden olumsuz olarak farkı nedir? Cevap net tir. Resme tümden baktığınızda hiç bir farkı yoktur. Aksine olumlu bir çok yönü vardır ve daha da olumlu bir süreç olacaktır. Bu Olağanüstü dönemden kâr elde ederek çıkılacaktır. Eskiyen ,yıpranan, işlemez hale getirilen yapıların modernize edilmesinden endişe etmemek gerekir. Ülkemiz bu istisnai dönemden, en kısa zaman da daha da güçlenerek çıkacaktır. Kısacası Olağanüstü Hal dönemi ister 3 ay ile sınırlı kalsın ister batı ülkelerinde gibi süre uzatmasına gidilsin kesinlikle Hukuki olarak iş Hayatının taraflarını ve Bizlerin hak ve özgürlükleri konularında olumsuz etkilemeyecektir. Sonuç olarak bu Aziz Millet Kalkışmaya izin vermediği gibi ülkemizin Demokratik, Modern bir Hukuk Devleti rotasından çıkmasına izin vermemiştir ki , Bu Olağanüstü Dönemde, Olağan Dönemlerden Farklı olsun.
Av. Yakup NUROĞLU