T.C.
Yargıtay
22. Hukuk Dairesi
Esas No:2011/17603
Karar No:2012/10201
K. Tarihi:17.5.2012
İş sözleşmesinin geçerli ve haklı sebep olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davacının iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca haklı ve geçerli sebeple 30.09.2010 tarihinde feshedildiğini, davacının çalıştığı takas merkez müdürlüğünün organizasyon yapısında değişiklikler yapıldığını, hedeflenen iş yükünün %50’lerde kalmış olması sebebiyle bir kısım personele yapacak iş kalmadığından kadro fazlalığı olduğunu, feshin kaçınılmaz hale geldiğini, davacının seçilmesinde önceki performans ve beceri yetersizliğinin de etkili olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıya bir başka görev ve pozisyon teklif edildiğine dair delil belge sunulmadığı, soyut beyanlardan başka işten çıkarılanların seçiminde hangi objektif kriterlerin uygulandığının belli olmadığı, davacının çalıştığı bölümün kapatılmadığı ve işin yürütülmeye devam ettiği, sunulan belgeler ve tanık beyanlarının feshin geçerli olduğunu kanıtlamaya yeterli görülmediği, feshin geçerli olduğu ve son çare olarak uygulandığı hususlarının kanıtlana-madığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir. 4857 Sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler, sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış Pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 Sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğine göre, davalı işveren banka bünyesinde gerçekleştirilen yapılanma çerçevesinde Kozyatağı ve İstanbul Takas Merkezinin birleştirildiği, bundan dolayı oluşan personel fazlalığı sebebiyle davacının iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiğini ileri sürdüğüne göre, öncelikle işverence alınan işletmesel karar sonucu personel fazlalığı meydana gelip gelmediği, gelmiş ise bu fazlalığın bankanın başka birimlerinde değerlendirilme imkanının bulunup bulunulmadığı, böyle bir imkan mevcut değil ise davacının hizmet sözleşmesinin feshinde objektif davranılıp davranılmadığı hususlarında üçlü bilirkişi marifetiyle, bilirkişilere işyeri kayıtlarında inceleme yapma yetkisi de verilmek suretiyle araştırılıp tespit edilmeli, bundan sonra deliller yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak oluşacak sonuç uyarınca karar verilmelidir.
Mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
SONUÇ
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı gerekçeler doğrultusunda BOZULMASINA peşin alınan temyiz harcının 17.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.İş sözleşmesinin geçerli ve haklı sebep olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davacının iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca haklı ve geçerli sebeple 30.09.2010 tarihinde feshedildiğini, davacının çalıştığı takas merkez müdürlüğünün organizasyon yapısında değişiklikler yapıldığını, hedeflenen iş yükünün %50’lerde kalmış olması sebebiyle bir kısım personele yapacak iş kalmadığından kadro fazlalığı olduğunu, feshin kaçınılmaz hale geldiğini, davacının seçilmesinde önceki performans ve beceri yetersizliğinin de etkili olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıya bir başka görev ve pozisyon teklif edildiğine dair delil belge sunulmadığı, soyut beyanlardan başka işten çıkarılanların seçiminde hangi objektif kriterlerin uygulandığının belli olmadığı, davacının çalıştığı bölümün kapatılmadığı ve işin yürütülmeye devam ettiği, sunulan belgeler ve tanık beyanlarının feshin geçerli olduğunu kanıtlamaya yeterli görülmediği, feshin geçerli olduğu ve son çare olarak uygulandığı hususlarının kanıtlana-madığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir. 4857 Sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler, sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış Pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 Sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğine göre, davalı işveren banka bünyesinde gerçekleştirilen yapılanma çerçevesinde Kozyatağı ve İstanbul Takas Merkezinin birleştirildiği, bundan dolayı oluşan personel fazlalığı sebebiyle davacının iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiğini ileri sürdüğüne göre, öncelikle işverence alınan işletmesel karar sonucu personel fazlalığı meydana gelip gelmediği, gelmiş ise bu fazlalığın bankanın başka birimlerinde değerlendirilme imkanının bulunup bulunulmadığı, böyle bir imkan mevcut değil ise davacının hizmet sözleşmesinin feshinde objektif davranılıp davranılmadığı hususlarında üçlü bilirkişi marifetiyle, bilirkişilere işyeri kayıtlarında inceleme yapma yetkisi de verilmek suretiyle araştırılıp tespit edilmeli, bundan sonra deliller yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak oluşacak sonuç uyarınca karar verilmelidir.
Mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
SONUÇ
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı gerekçeler doğrultusunda BOZULMASINA peşin alınan temyiz harcının 17.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.İş sözleşmesinin geçerli ve haklı sebep olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davacının iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca haklı ve geçerli sebeple 30.09.2010 tarihinde feshedildiğini, davacının çalıştığı takas merkez müdürlüğünün organizasyon yapısında değişiklikler yapıldığını, hedeflenen iş yükünün %50’lerde kalmış olması sebebiyle bir kısım personele yapacak iş kalmadığından kadro fazlalığı olduğunu, feshin kaçınılmaz hale geldiğini, davacının seçilmesinde önceki performans ve beceri yetersizliğinin de etkili olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıya bir başka görev ve pozisyon teklif edildiğine dair delil belge sunulmadığı, soyut beyanlardan başka işten çıkarılanların seçiminde hangi objektif kriterlerin uygulandığının belli olmadığı, davacının çalıştığı bölümün kapatılmadığı ve işin yürütülmeye devam ettiği, sunulan belgeler ve tanık beyanlarının feshin geçerli olduğunu kanıtlamaya yeterli görülmediği, feshin geçerli olduğu ve son çare olarak uygulandığı hususlarının kanıtlana-madığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir. 4857 Sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler, sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış Pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 Sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğine göre, davalı işveren banka bünyesinde gerçekleştirilen yapılanma çerçevesinde Kozyatağı ve İstanbul Takas Merkezinin birleştirildiği, bundan dolayı oluşan personel fazlalığı sebebiyle davacının iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiğini ileri sürdüğüne göre, öncelikle işverence alınan işletmesel karar sonucu personel fazlalığı meydana gelip gelmediği, gelmiş ise bu fazlalığın bankanın başka birimlerinde değerlendirilme imkanının bulunup bulunulmadığı, böyle bir imkan mevcut değil ise davacının hizmet sözleşmesinin feshinde objektif davranılıp davranılmadığı hususlarında üçlü bilirkişi marifetiyle, bilirkişilere işyeri kayıtlarında inceleme yapma yetkisi de verilmek suretiyle araştırılıp tespit edilmeli, bundan sonra deliller yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak oluşacak sonuç uyarınca karar verilmelidir.
Mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
SONUÇ
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı gerekçeler doğrultusunda BOZULMASINA peşin alınan temyiz harcının 17.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.İş sözleşmesinin geçerli ve haklı sebep olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davacının iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca haklı ve geçerli sebeple 30.09.2010 tarihinde feshedildiğini, davacının çalıştığı takas merkez müdürlüğünün organizasyon yapısında değişiklikler yapıldığını, hedeflenen iş yükünün %50’lerde kalmış olması sebebiyle bir kısım personele yapacak iş kalmadığından kadro fazlalığı olduğunu, feshin kaçınılmaz hale geldiğini, davacının seçilmesinde önceki performans ve beceri yetersizliğinin de etkili olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıya bir başka görev ve pozisyon teklif edildiğine dair delil belge sunulmadığı, soyut beyanlardan başka işten çıkarılanların seçiminde hangi objektif kriterlerin uygulandığının belli olmadığı, davacının çalıştığı bölümün kapatılmadığı ve işin yürütülmeye devam ettiği, sunulan belgeler ve tanık beyanlarının feshin geçerli olduğunu kanıtlamaya yeterli görülmediği, feshin geçerli olduğu ve son çare olarak uygulandığı hususlarının kanıtlana-madığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir. 4857 Sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler, sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış Pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 Sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğine göre, davalı işveren banka bünyesinde gerçekleştirilen yapılanma çerçevesinde Kozyatağı ve İstanbul Takas Merkezinin birleştirildiği, bundan dolayı oluşan personel fazlalığı sebebiyle davacının iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiğini ileri sürdüğüne göre, öncelikle işverence alınan işletmesel karar sonucu personel fazlalığı meydana gelip gelmediği, gelmiş ise bu fazlalığın bankanın başka birimlerinde değerlendirilme imkanının bulunup bulunulmadığı, böyle bir imkan mevcut değil ise davacının hizmet sözleşmesinin feshinde objektif davranılıp davranılmadığı hususlarında üçlü bilirkişi marifetiyle, bilirkişilere işyeri kayıtlarında inceleme yapma yetkisi de verilmek suretiyle araştırılıp tespit edilmeli, bundan sonra deliller yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak oluşacak sonuç uyarınca karar verilmelidir.
Mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
SONUÇ
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı gerekçeler doğrultusunda BOZULMASINA peşin alınan temyiz harcının 17.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.İş sözleşmesinin geçerli ve haklı sebep olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davacının iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca haklı ve geçerli sebeple 30.09.2010 tarihinde feshedildiğini, davacının çalıştığı takas merkez müdürlüğünün organizasyon yapısında değişiklikler yapıldığını, hedeflenen iş yükünün %50’lerde kalmış olması sebebiyle bir kısım personele yapacak iş kalmadığından kadro fazlalığı olduğunu, feshin kaçınılmaz hale geldiğini, davacının seçilmesinde önceki performans ve beceri yetersizliğinin de etkili olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıya bir başka görev ve pozisyon teklif edildiğine dair delil belge sunulmadığı, soyut beyanlardan başka işten çıkarılanların seçiminde hangi objektif kriterlerin uygulandığının belli olmadığı, davacının çalıştığı bölümün kapatılmadığı ve işin yürütülmeye devam ettiği, sunulan belgeler ve tanık beyanlarının feshin geçerli olduğunu kanıtlamaya yeterli görülmediği, feshin geçerli olduğu ve son çare olarak uygulandığı hususlarının kanıtlana-madığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir. 4857 Sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler, sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış Pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 Sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğine göre, davalı işveren banka bünyesinde gerçekleştirilen yapılanma çerçevesinde Kozyatağı ve İstanbul Takas Merkezinin birleştirildiği, bundan dolayı oluşan personel fazlalığı sebebiyle davacının iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiğini ileri sürdüğüne göre, öncelikle işverence alınan işletmesel karar sonucu personel fazlalığı meydana gelip gelmediği, gelmiş ise bu fazlalığın bankanın başka birimlerinde değerlendirilme imkanının bulunup bulunulmadığı, böyle bir imkan mevcut değil ise davacının hizmet sözleşmesinin feshinde objektif davranılıp davranılmadığı hususlarında üçlü bilirkişi marifetiyle, bilirkişilere işyeri kayıtlarında inceleme yapma yetkisi de verilmek suretiyle araştırılıp tespit edilmeli, bundan sonra deliller yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak oluşacak sonuç uyarınca karar verilmelidir.
Mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
SONUÇ
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı gerekçeler doğrultusunda BOZULMASINA peşin alınan temyiz harcının 17.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.