11. Hukuk Dairesi 2018/5295 E. , 2020/3560 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 13.07.2018 tarih ve 2018/572-2018/519 sayılı kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesinin davacılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 15.09.2020 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. … ile davalı vekili Av. …dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili …’ın eşi, diğer müvekkilleri … ile …ve …’ın babaları …’ın davalıya ait uçak ile 20.05.2011 tarihinde Seul’den Türkiye’ye yolculuk yaparken uçağın havalanmasından kısa bir süre sonra rahatsızlandığını, yapılan muayenesinde mide kanaması teşhisi konulduğunu, hastanın fenalaşmasına rağmen bu şekilde havada 8-9 saat seyahate zorlandığını, uçağın 21.05.2011 sabahı saat 05:10 sıralarında Atatürk Havaalanı’na indiğini, havalimanında acil vaka olarak Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldüğünü, orada da mide kanaması teşhisi konulduğunu, müdahale edilmesine rağmen yoğun bakım ünitesine alındığını ve 31 Mayıs 2011 tarihinde ise vefat ettiğini, hastanın vefatına acil iniş yapmayan ve erken müdahale imkanının kaybına neden olan hava yolu şirketinin sebep olduğunu belirterek davacı … ve … için ayrı ayrı şimdilik 5.000.-TL olmak üzere toplam 10.000.-TL destekten yoksun kalma tazminatının ölüm tarihi olan 31.05.2011 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte, ayrıca her bir davacı için ayrı ayrı şimdilik 50.000.-‘er TL olmak üzere toplam 200.000.-TL manevi tazminatı ölüm tarihi olan 31.05.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 20.05.2011 tarihli Seul-İstanbul seferi yolcularından …’ın kalkıştan birkaç saat sonra Moğolistan üzerinde rahatsızlandığını, bunun üzerine uçağın sorumlu kaptan pilotu tarafından doktor anonsu yapıldığını ve Kore vatandaşı olan bir doktor tarafından …’a ilk müdahalenin yapıldığını, doktor tarafından acil bir durumun olmadığı, ilk durumun stabil olduğu, ihtiyaten iniş meydanı olan İstanbul’da ambulans çağrılabileceğini kaptan pilota beyan etmesi üzerine acil iniş yapılmayarak uçağın yoluna devam ettiğini, yol boyunca hastanın kontrol altında tutulduğunu, ayrıca …’ın Kore’deyken iş kazası geçirmiş olduğunu, dosyaya ibraz edilen ek 2/b nolu Port Clinic (Hasta Teslim Formu) formuna göre …’ın bilincinin ve solunum durumunun açık olduğunun sabit olduğunu, yolcunun vefatının uçuş ile ilgisinin bulunmadığını, tazminat taleplerinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; uçuşta görevli kokpit ve kabin ekibinin görevlerini uçuş ve havayolu prosedürlerine uygun olarak yaptıkları, hastanın uçaktan bilinci açık ve genel durumunun “orta” seviyede olarak ambulansa teslim edildiği ve uçuştan sonraki tedavinin devamı sırasında hayatını kaybetmesinden uçuş, uçuş ekibi ve davalı taşıma şirketine sorumluluk yüklenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacılar vekilinin maddi ve manevi tazminat istemli davasında, mahkemece kurulan 14.03.2016 tarihli hükümde davacıların maddi tazminat talepleri konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve bu sebeple davalı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmiştir. Davacılar tarafından reddedilen talepleriyle ilgili temyiz yoluna başvurulmamış, ancak davalı vekilinin temyizi üzerine mahkeme kararı Dairemizce bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş ise de, verilen 13.07.2018 tarihli hükümde, davacıların maddi tazminat taleplerinin konusuz kaldığı ve bu hususun bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olduğu hususu gözden kaçırılmış olup, Mahkemece davacı tarafın maddi tazminat istemleri yönünden konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve tarafların haklılık durumlarına göre masraf ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulması gerekirken yeniden davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu gerekçeyle davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davacılar yararına BOZULMASINA; takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.