T.C.
Yargıtay
13. Hukuk Dairesi
Esas No:2014/17437
Karar No:2015/5496
K. Tarihi:23.2.2015
Davacı, avukat olduğunu, davalıyı bir icra dosyasında alacaklı vekili olarak ve buna bağlı tasarrufun iptali davasında davacı vekili olarak temsil ettiğini ancak müvekkili olan davalının karşı taraf ile anlaşarak sulh olduğunu, 25/08/2010 tarihli azilname ile kendisini haksız olarak vekaletten azlettiğini ileri sürerek ödenmeyen vekalet ücreti alacağının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL’sinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 5418,70 TL nin 07/09/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı yanca temyiz olunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına gore davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, ödenmeyen vekalet ücreti alacağının tahsili talebine ilişkindir. Davacının davalıyı Gaziosmanpaşa 3.İcra Müdürlüğü’nün 2009/15560 Esas sayılı takip dosyasında alacaklı vekili ve İstanbul 38. Asliye Ticaret Mahekemsi 2012/94 Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili olarak temsil ettiği, davalının karşı yanla anlaşarak sulh olduğu ve Davalı Sevim’in davacı avukatı 25/08/2010 tarihinde azlettiği, taraflar arasında yazılı vekalet ücret sözleşmesi bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmakta olup bu hususlar taraflar arasında da çekişmesizdir. Avukatlık Kanununun 164/4 maddesinde “…Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir…” hükmü düzenlenmiştir. Taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi bulunmadığına göre davacı avukat anılan yasal düzenleme gereğince dava ve takip dosyasında harcı yatırılmış değerlerin %10-20’si oranında akdi vekalet ücreti de isteyebilir. Mahkemenin bu yönü göz ardı ederek yanlış değerlendirme ile yalnızca karşı yan vekalet ücretini kabul ederek yazılı şekilde hüküm tesis etmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm itirazlarının reddine 2,bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 277,65 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, 92,50 TL peşin harcın davacıya iadesine, 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.