T.C.
Yargıtay
5. Hukuk Dairesi
Esas No:2013/28329
Karar No:2014/14914
K. Tarihi:27.5.2014
Dava, kadastro çalışmaları sırasında, eski tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazın bir kısmının Devlet ormanı olarak tahdit edilen sahada kalması ve hiçbir parsele revizyon görmemesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK’ nın 1007. Maddesi uyarınca tazmini işlemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; İ… İli, T… Köyü, G… Deresi Mevkiinde bulunan, Cilt no 1, sayfa no 31. Sıra no 1 de 1589 yevmiye numarası ve 14.11.1933 tarihli kayıt ile davacılar murisi Kara Hasan adına kayıtlı olup yenileme ile 12.07.1994 tarih ve 1 sıra numarasına taşınan 504 dönüm 2 evlek 370 arşın yüz ölçümündeki taşınmazın, 96 numaralı orman kadastro komisyonu tarafından T. köyünde yapılıp, 1994 yılm-da askıya çıkartılan çalışmalarda büyük kısmının Devlet Ormanı olarak tehdit edilmesinden sonra aynı köyle yapılan genel arazi kadastrosunda eski tapu kaydı kapsamındaki taşınmazın büyük bir kısmının devlet ormanı olarak sınırlandırılan sahada kalması nedeniyle hiçbir parsele revizyon görmediği, orman haricinde kalankısımların ise yukarıda sözü edilen tapu kaydına dayanılarak 117 ada 12 ve 16 parsel numarası altında davacılar murisi K.H. adına 17.07.1995 tarihinde tespit edildiği, tespiti yapılan bu parsellerle ilgili olarak da Dava dışı Ömer isimli şahıs tarafından İzmir Kadastro Mahkemesine açılıp. 1995/1009 Esas sayılı dosya üzerinden görülen davada 117 ada 12 ve 16 parsellerin Ömer adına tespit ve teciline karar verilerek 24.07.1997 tarihinde kesinleştiği, davacıların bu davada eski tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazlarının bir kısmının, genel arazi kadastrosu sırasında orman olarak tahdit edilen sahada kalması nedeniyle hiçbir parsele revizyon görmemesi ve bu şekilde mülkiyet haklarının ihlal edilmesi nedeniyle uğradıkları zararın tazmini için iş bu davayı açtıkları anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere, Kusursuz sorumluluk hallerinden birisi olan ve TMK’nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 125. maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esastır.
Dava konusu somut olayda, davacılar murisi K.H. adına kayıtlı bulunan eski tapu kaydı kapsamındaki taşınmazın 1995 yılında yapılan kadastro çalışmalarında, kısmen 117 ada 12 ve 16 parsellere revizyon görüp, büyük bir kısmının da orman olarak tehdit edilen sahada kalması nedeniyle davacılar adına kayıt oluşturulmaksızın 1995 yılında kadastro tutanağı düzenlenerek askı ilanına çıktığı, söz konusu kayıt kapsamındaki 117 ada 12 ve 16 parsellerle ilgili olarak aynı yıl İzmir Kadastro Mahkemesinin 1995/1009 Esasa sayılı dosyasında açılan tespite itiraz davasında da bu davanın davacılarının taraf olması nedeniyle durumdan haberdar olduğu tüm dosya kapsamı ile sabit olup, tapu kaydının geri alınma imkanı olmaksızın yitirilmesi tarihinden itibaren 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içersinde açılmayan davanın reddi yerine yasal olmayan gerekçelerle kabulüne karar verilmesi
Doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle, davacılar vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile, hükmün davalı idare vekilinin temyiz itirazları doğrultusunda BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, temyiz eden davalı idare yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.100, 00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 27.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.