T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu
Esas No:2013/508
Karar No:2014/39
K. Tarihi:22.1.2014
(.Davacı, davalının atık su abonesi olduğunu, 2008 yılı 11 ve 12.ay-ları ile 2009 yılı 1,2,3,4,5 ve 6 aylara ait kuyu suyu atık su bedelinin ödenmemesi üzerine 6.350,80 TL asıl alacak, ile birlikte işlemiş faiz ve faizin KDVsi olmak üzere toplam 7.364,24 TLnın tahsili için icra takibi yaptığını ancak davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini ileri sürerek vakti itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 6.350 TL asıl alacak, 324.00 TL işlemiş faiz ve 58.32 KDV olmak üzere toplam 6.732.32 TL üzerinden takibin devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar :Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.Direnme kararını, davacı ve davalı vekilleri temyiz getirmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin karar vermek için yeterli olup olmadığı noktasında toplanmıştır.
Somut olayda, davacı vekili, davalının kuyu suyu atık su abonesi atık su bedelini ödemediğini ileri sürerek icra takibine yapılan vaki itirazın iptali isteminde bulunmuştur.Davalı vekili ise, site içerisinde bulunan artezyen kuyusundaki suyu içme suyu olarak kullanmadıklarını, bahçe sulamasında kullandıklarını ve bu suyunda kanalizasyona verilmediğini savunmuştur.Mahkemece, mevcut kuyu suyunun davalı tarafından nerede nasıl kullanıldığı, kuyu suyundan dolayı davacıya ait uzman bilirkişi veya bilirkişi heyeti marifetiyle mahallinde inceleme yapılarak rapor tanzimi sağlanmalıdır.
Ayrıca bozulan yerel mahkeme kararını temyiz etmeyen davacı vekilinin direnme kararını temyizinde hukuki yararı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca,Hukuk Genel Kurulunca da uygun bulunan, Özel Dairenin bozma kararına uyulması gerekirken, davanın kısmen kabulüne ilişkin önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ
1-Davacı vekilinin direnme kararını temyizindeki hukuki yararı bulunmadığından reddine,
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı, 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun geçici 3.maddesinin atfı dikkate alınarak HUMK’un 429. maddesi gereğince usulden BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 1086 sayılı HUMK’un 440/111-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.