T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
Karar No:2016/3295
K. Tarihi:10.2.2016
Somut olayda, takibe dayanak yapılan senette tanzim edenin imzasının bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece senetteki imzanın itiraz eden borçluya ait olup olmadığı hususunda huzurda imza örnekleri de alınmak suretiyle yöntemince bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken yazılı gerekçe ile borçlunun okur yazar olmadığı nedenle imza atamayacağından bahisle sonuca gidilmesi yerinde değildir. Okur yazar olmama dayanak bonodaki imzayı geçersiz kılmayacağı gibi borçlunun başka belgelerde parmak izi kullanmış olması da dayanak bonodaki imzanın geçersiz olduğuna karine teşkil etmez.
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Semiha Uyar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlu vekilinin yasal sürede icra mahkemesine başvurarak borçlunun okuma yazma bilmediği ve imza atmak yerine parmak basıp mühür kullandığından bahisle senetteki imzaya itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece imza incelemesi yapılmaksızın dosyaya getirtilen belgelerde borçlunun parmak izinin bulunduğu, borçlunun okuma yazma bilmediğinden senet düzenleyemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
İİK‘nun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasında; “İmza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun bilirkişiye ait hükümleri ile 309. maddesinin 2., 3. ve 4. fıkraları ve 310, 311 ve 312. maddeleri hükümleri uygulanır” hükmü yer almaktadır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447/2. maddesinde yer alan “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır” düzenlemesi nedeniyle, uygulanması gereken aynı Kanun’un 211. maddesine göre ise, imza incelemesinin yöntemi gösterilmiş olup, buna göre hakim bilirkişi incelemesine karar verir ise önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzaları, ilgili yerlerden getirtir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir. Mahkemece uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise, borçlunun duruşmada alınan medari tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır.
Takip dayanağı senedin tanzim tarihi itibarı ile uygulanması gereken 6762 Sayılı TTK‘nun 688/7. maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için “senedi tanzim edenin imzasını” ihtiva etmesi zorunludur.
Somut olayda, takibe dayanak yapılan senette tanzim edenin imzasının bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece senetteki imzanın itiraz eden borçluya ait olup olmadığı hususunda huzurda imza örnekleri de alınmak suretiyle yöntemince bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken yazılı gerekçe ile borçlunun okur yazar olmadığı nedenle imza atamayacağından bahisle sonuca gidilmesi yerinde değildir. Okur yazar olmama dayanak bonodaki imzayı geçersiz kılmayacağı gibi borçlunun başka belgelerde parmak izi kullanmış olması da dayanak bonodaki imzanın geçersiz olduğuna karine teşkil etmez.
O halde mahkemece imzanın borçluya ait olup olmadığı hususunda yöntemince bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken anılan gerekçe ile davanın kabulü isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK‘nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.