T.C.
Yargıtay
5. Ceza Dairesi
Karar No:2014/13236
K. Tarihi:24.12.2014
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanığın görevi sırasında bir kısım belgeleri sahte olarak düzenlediğinin iddia edilmesi karşısında TCK‘nın 212. maddesi nazara alınarak sahtecilik fiili yönünden zamanaşımı süresi içinde mahallinde yasal işlem yapılması mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suç tarihinde E.. B.. muhasebe biriminde görev yapan sanığın mali işler müdürlüğüne vekalet ettiği dönemlerde lehtarı kendi olacak şekilde çek düzenleyerek tahsil ettiği paraları mal edindiği ve ödeme emri belgelerinin 103 verilen çekler hesabının bilgisayar kayıtları üzerinde değişiklik yaptığı anlaşılmakla; kurum içinde yapılacak kaba bir incelemeyle tespiti mümkün olmayan, Kadir Özder adlı şahsın başvurusu sonunda ortaya çıkarılabilen eylemlerinin zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlendiği nazara alınarak zincirleme nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu sadece basit zimmet suçundan hüküm kurulması,
Suç tarihindeki ekonomik koşullar ve paranın satın alma gücü nazara alındığında, zimmete geçirildiği kabul edilen 5.251,99 TL‘nin değerinin azlığı nedeniyle TCK‘nın 249. maddesi uyarınca cezada indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yüklenen suçu TCK‘nın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işleyen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca “cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar sadece bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden infazda tereddüt oluşturacak şekilde hak yoksunluğuna hükmedilmesi
Suç tarihi 24/05/2010 ve öncesi olduğu halde gerekçeli karar başlığında 05/08/2008 olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK‘nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.