T.C.
Yargıtay
21. Hukuk Dairesi
Karar No:2013/18705
K. Tarihi:21.10.2013
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı şirket vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 22.04.2005 tarihinde iş kazası geçirerek %29.20 oranında sürekli işgöremezliğe maruz kalan sigortalının maddi ve manevi zararları ile sigortalının eşi olan davacının manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davacı sigortalı E. için 18.074,59 TL. maddi tazminat ile 10.000.00 TL. manevi tazminatın, davacı eş D. için ise 5.000.00 TL. manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kural olarak iş kazasına maruz kalan sigortalının maddi tazminat miktarı, bilinen gerçek ücretlerine göre yapılan hesaplamayla tespit olunur. Eğer sigortalı kazazede iş kazası sonrasında kaza geçirdiği işyerinde çalışmasına devam etmemişse bu kez hesaplama kaza tarihinde bilinen son ücretinin asgari ücrete oranlanması suretiyle tespit olunacak ve oranlama yöntemi ile tespit olunan bu ihtimali ücreti dikkate alınarak maddi zararı hesaplanacaktır.
Gerçekte bu tür tazminat davalarında zarar hesabında ücret noktasında varsayımlara göre sonuca gidilmesi bir zorunluluktan kaynaklanmakta olup bilinen bir ücret dönemi var ise artık varsayıma göre hesap yapılması doğru değildir.
Bu açıklamadan olarak somut olayda, davacı sigortalının iş kazası sonrasında davalı işverenliğe ait işyerinde çalışmaya devam ettiğinin anlaşılmasına göre artık davacının ücretinin asgari ücrete oranlanması suretiyle varsayıma göre hesaplamanın yapıldığı 25.04.2013 tarihli hesap raporunun dikkate alınarak neticeye varılması doğru bulunmamıştır.
Yapılacak iş, davacının bilinen dönemlerdeki zararının hesaplanması bakımından ücret bordrolarında belli olan ücretlerine göre, bilinmeyen dönemlerdeki zararı bakımından ise bilinen son ücretinin asgari ücrete oranlanması suretiyle maddi zararının hesaplandığı yeni bir hesap raporu almak tüm delilleri bir arada değerlendirerek neticesine göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ
Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 21.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.