T.C.
Danıştay
3. Daire
Esas No:2010/3441
Karar No:2012/304
K. Tarihi:7.2.2012
Temyiz Edenler : 1-Trabzon Belediye Başkanlığı Vekili: Av. …
2-Karadeniz Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : Trabzon Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğünden kiralanan arazinin 6.000 m²’lik kısmı üzerine yapılan prefabrik dükkanların kiraya verilmesi faaliyeti iktisadi işletme sayılarak, elde edilen kira gelirinin Milli Emlak Müdürlüğüne aktarılan %30’luk kısmı maliyet olarak dikkate alınmak suretiyle takdir edilen matrah üzerinden davacı belediye adına 2004 yılı için salınan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353’üncü maddesinin 1’inci bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davada; 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4’üncü maddesinde, Devlete, belediyelere, özel idarelere ve diğer kamu idare ve müesseselerine ait veya tabi olup faaliyetleri devamlı bulunan ticari, sınai ve zirai işletmeler olarak tanımlanan iktisadi kamu müesseselerinin, Kanunun 1’inci maddesinde yer verilen kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayıldığı, bunların kazanç gayesi gütmemeleri, faaliyetin kanunla tevdi edilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişilikleri; müstakil muhasebeleri ve kendilerine tahsis edilmiş sermaye ve işyerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerine tesir etmeyeceğinin Yasanın 4’üncü maddesinde ayrıca kurala bağlandığı, davacının 5393 sayılı Belediye Kanunundan kaynaklanan ekonomik ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapma ve yaptırma, belde sakinlerinin mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla her türlü faaliyet ve girişimde bulunma görev ve sorumluluğu olması, kendiliğinden kurumlar vergisinden istisna tutulmasını gerektirmeyeceğinden, belli bir organizasyon dahilinde ve devamlı gelir getirecek şekilde yürütülen kiralama faaliyeti nedeniyle davacı adına salınan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinde yasaya aykırılık görülmediği, 213 sayılı Yasanın 353’üncü maddesinde öngörülen anlamda somut bir tespite dayanmayan özel usulsüzlük cezasında ise hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle tarhiyatı, özel usulsüzlük cezasını kaldırmak suretiyle değiştiren Trabzon Vergi Mahkemesinin 29.4.2010 gün ve E:2009/591, K:2010/204 sayılı kararının; davacı tarafından, kiralama faaliyetinin iktisadi işletme sayılamayacağı, davalı idare tarafından ise kesilen özel usulsüzlük cezasının yasaya uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Vergi idaresince temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş, davacı tarafından savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : Birgül ÖĞÜLMÜŞ
Düşüncesi : Belediyeye ait gayrimenkul sermaye iradı kapsamına giren kira geliri, ticari kazanç olarak nitelendirilemeyeceğinden davacı temyiz isteminin kabulü ile kararın, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması, vergi idaresi temyiz isteminin ise reddi gerektiği düşünülmüştür.
Savcı : Birgül KURT
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemlerin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde, sermaye şirketlerinin, kooperatiflerin, iktisadi kamu müesseselerinin, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazançlarının kurumlar vergisine tabi olduğu hükme bağlandıktan sonra, 4’üncü maddede Devlete, özel idarelere, belediyelere ve diğer kamu idarelerine ve müesseselerine ait ve tabi olup, faaliyetleri devamlı bulunan ve 1’inci maddenin (A) ve (B) işaretli bentleri haricinde kalan ticari, sınai ve zirai işletmeler iktisadi kamu müessesesi olarak tanımlanmış, bunların kazanç gayesi gütmemeleri, faaliyetin Kanunla tevdi edilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, müstakil muhasebeleri ve kendilerine tahsis edilmiş sermayelerinin veya işyerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerine tesir etmeyeceği öngörülmüştür.
Değinilen kurallar uyarınca Belediyeler, tüzel kişilikleri itibarıyla kurumlar vergisi mükellefi değildir. Devamlılık arz edecek şekilde yürüttükleri ticari, sınai ve zirai faaliyetleri nedeniyle Belediye tüzel kişiliğinde oluşan iktisadi işletmeleri kurumlar vergisine tabidir. İktisadi işletme ise devamlılık arz eden ticari, sınai ve zirai bir faaliyetin bulunması halinde söz konusu olabileceği gibi faaliyetin; sermaye tahsisi, işyeri açılması, personel istihdamı, ticaret siciline kaydolmak gibi unsur ve şartlardan tümü veya bir kısmının yerine getirilmesi olarak tanımlanan ticari organizasyonu gerektirmesi veya amacının ticari olması durumunda da kabul edilebilmektedir.
Milli Emlak Müdürlüğünden 10.2.2004 tarihi itibarıyla kiralanan arsa vasfındaki 390.000 m² yüz ölçümlü taşınmazın 6.000 m²’lik kısmına inşa edilen prefabrik dükkanları kiralayarak, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 70’inci maddesinde düzenlenen gayrimenkul sermaye iradı kapsamında sadece kira geliri elde eden davacı Belediyenin; ticari, sınai ve zirai bir faaliyetinin bulunduğu yolunda bir tespite yer verilmemiştir. Tanımı gereği belirli bir süreyi kapsaması zorunlu olan kiralama işleminin devamlılık unsurunu içeren bu niteliği, tek başına, faaliyetin ticari işletme olduğunu kabule yeterli değildir. Yukarıda belirtilen anlamda ticari bir organizasyonun varlığı veya kar elde etme amacı taşındığı tespit edilmediğinden vergi mahkemesi kararının bozulması, vergi idaresi temyiz isteminin ise bu nedenle reddi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle davacı temyiz isteminin kabulü ile Trabzon Vergi Mahkemesinin 29.4.2010 gün ve E:2009/591, K:2010/204 sayılı kararının, vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, kararın, özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına karşı davalı idare tarafından yapılan temyiz isteminin ise reddine, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 7.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.