T.C.
Yargıtay
10. Hukuk Dairesi
Esas No:2009/16496
Karar No:2010/3183
K. Tarihi:8.3.2010
1) Davanın yasal dayanğı 506 Sayılı Yasa’nın 78/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede; hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinllmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Eldeki dava dosyasına konu olayda, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece, dinlenen tanık beyanlarına göre hüküm kurulmuş ise de, tanıkların gerek çalışma olgusu, gerek ücret miktarı konusundaki beyanları, soyut nitelikte olup herhangi bir somut veriye dayanmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca, mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, davacının davalı işveren nezdinde iddia edilen çalışmasına yönelik bilgi ve belgelerin bulunmadığı görülmekle, davacı ile aynı dönemde birlikte çalışan kişi ya da kişilerin tespit edilerek, çevre işyeri işveren veya çalışanlarının bilgilerine başvurularak ayrıca davacının çalıştığını iddia ettiği işyerinin bulunduğu mahalle göre yetkili belediye zabıta birimleri kolluk kuvvetleri ve ilgili muhtarlık ve idari makamlar nezdinde araştırma yapılarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
2) Kabule göre de, dava konusu dönemde davacının 350 ABD doları üzerinden ücret aldığının tespiti yönünden, ücrete ilişkin kabul gerekçesi yeterince tartışılmamış ve mevcut deliller hüküm kurmaya yeterli bulunmamıştır. Ücret konusunda, tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanun’un 288. maddesinde yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalıdır.
Zira, Hukuk Genel Kurulu ‘nun 2005/21/409 Esas, 2005/413 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ‘nun 288. maddesindeki yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille ispat edilmesi gerekir. Mahkemece bu yönde yapılacak yeterli ve gerekli araştırmayla ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, sadece tanık sözlerine dayanılarak, asgari ücretin üzerindeki prime esas kazancın miktarı konusunda karar verilmiş olması yerinde değildir.
Ayrıca, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.05.2008 tarihli 2008/10-370-410 E.K. sayılı ilanında ayrıntıları açıklandığı üzere, davanın kısmen kabulüne karar verildiğine göre, reddedilen kısım yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalı Kurum yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi de, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle <karar>BOZULMASINA<karar>, 08.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.