T.C.
Yargıtay
13. Ceza Dairesi
Karar No:2015/20442
K. Tarihi:
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I- Suça sürüklenen çocuk … hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz talebi yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II– Suça sürüklenen çocuklar …, …, …, … ve … hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Hırsızlık yapılan yerin katılanın işyeri dışında olduğunun anlaşılması karşısında, işyeri dokunulmazlığını ihlal suçunun oluşmayacağının dikkate alınmaması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar …, …, …, … ile … müdafiilerinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA,
III- Suça sürüklenen çocuklar …, …, … ve … hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından, suça sürüklenen çocuk … hakkında ise mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; hırsızlık suçunun … tarafından, mala zarar verme suçunun ise suça sürüklenen çocuklar … ve … tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Suça sürüklenen çocuklar …, … ve …’ın tüm aşamalarda atılı suçlamaları kabul etmediği anlaşılmakla, katılanın emniyetçe alınan beyanında simayen tanıdığını ifade ettiği görgü tanığı ile kolluk tarafından düzenlenen yakalama tutanağında bahsi geçen ihbarcı kişinin araştırılıp, tanık sıfatı ile beyanları alındıktan sonra kanıtların bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre suça sürüklenen çocuklar …, … ve …’ın hukuki durumlarının takdiri gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Suça sürüklenen çocuk … hakkında dosya da mevcut …. İlçe Devlet Hastanesinin raporunda özetle suça sürüklenen çocuğun işyerinden hırsızlık suçundan algılama ve fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunduğunun bildirilmiş olmasına karşılık, 10.04.2013 tarihli sosyal inceleme raporundan özetle, suça sürüklenen çocuğun işlediği iddia olunan mala zarar verme ve hırsızlık suçlarına ilişkin eyleminin hukuksal anlam ve sonuçlarını yönlendirme yeteneğinin gelişmemiş olduğunun ve zeka geriliği de olduğunun belirtildiğinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 32. maddesi ışığında, suç tarihinde işlediği eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme (irade) yeteneğini tamamen kaldıracak veya önemli derecede azaltacak nitelikte olup olmadığının ve ayrıca mala zarar verme suçu bakımından da TCK‘nın 31/2. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişip gelişmediği hususlarında, dosya kapsamındaki tüm raporlar irdelenmek ve varsa çelişki giderilmek suretiyle Adli Tıp Kurumundan uzman hekimce alınacak raporla saptanarak, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Suç tarihinde 12-15 arası yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk Doğuş hakkında mala zarar verme suçları bakımından, 5237 sayılı TCK‘nın 31/2. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişip gelişmediği hususunda uzman hekim raporu alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Suça sürüklenen çocukların suç tarihinde henüz 18 yaşını ikmal etmediği ve suç tarihinden önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olmamaları nedeniyle tüm suça sürüklenen çocuklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerde TCK‘nın 50/3. maddesi gereğince hakkında hükmedilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların aynı kanunun 50/1 maddesi gereğince adli para cezası ya da diğer tedbirlerden birine çevrilmesi zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
5-18 yaşından küçük suça sürüklenen çocukların savunmasını yapmak üzere görevlendirilen zorunlu müdafiiye ödenen avukatlık ücreti ile sosyal inceleme raporu alınması için ödenen masrafların suça sürüklenen çocuklara yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi suretiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye muhalefet edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar …, …, …, … ile … müdafiilerinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.