T.C.
Yargıtay
12. Ceza Dairesi
Esas No:2015/1118
Karar No:2015/12705
K. Tarihi:
Karar No:2015/12705
K. Tarihi:
Davacı C.. D.. tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı C.. D.. vekili tarafından, davacı K.. D.. tazminat talebinin usulden reddine ilişkin hüküm, davacı K.. D.. vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1- Davacı C.. D.. tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin tazminat miktarına, davalı vekilinin davanın reddine karar verilmesi gerektiğine, tazminat miktarına, faize ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, isteme uygun olarak ONANMASINA,
2- Davacı K.. D.. tazminat talebinin usulden reddine ilişkin hükme yönelik davacı vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
Tazminat talebine ilişkin açılan davanın vekaletnamede özel yetki bulunmaması nedeniyle eksikliğin 1 ay içinde giderilmesi meşruhatını içerir tebligata rağmen giderilmemesi nedeniyle CMK’nın 142/4. maddesi gereğince davanın usulden reddine dair verilen kararın esas itibariyle davanın reddi olarak değerlendirilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tazminat davasının, dayanağını teşkil eden beraat hükmünün verilmesinden kısa bir süre sonra verilen vekaletnameye dayanarak yine beraat hükmünün kesinleşmesinden itibaren kısa bir süre geçtikten sonra açıldığı, davacı ile avukatı arasındaki vekalet ilişkisi gösteren vekaletin genel bir vekaletname olduğu, mahkemenin vekaletnamede yetki eksikliğinin bulunduğundan bahisle davanın açılmasına muvafakatının bulunup bulunmadığının tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içerisinde bildirilmesi aksi takdirde davanın CMK’nın 142/4. maddesi uyarınca reddine karar verilebileceğine dair meşruhat içeren evrakın davacıya 07.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacının ise 14.11.2013 havale tarihli dilekçesi ile açılan davaya muvafakatının bulunduğunu bildirdiğinin anlaşıldığı olayda; belirtilen eksikliğin CMK’nın 142/4. maddesi kapsamında tamamlanması gereken belge niteliğinde bulunmayıp dava şartları ile ilgili olduğu, diğer yönden HMK’nın 74. maddesinde özel yetki gerektiren hallerin sınırlı olarak sayıldığı dosyaya sunulan vekaletnamenin de baştan itibaren yasanın aradığı şartları taşıdığı görülmekle yargılamaya devamla esas hakkında bir hüküm kurulması gerekirken davanın reddine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07.09.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
1- Davacı C.. D.. tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin tazminat miktarına, davalı vekilinin davanın reddine karar verilmesi gerektiğine, tazminat miktarına, faize ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, isteme uygun olarak ONANMASINA,
2- Davacı K.. D.. tazminat talebinin usulden reddine ilişkin hükme yönelik davacı vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
Tazminat talebine ilişkin açılan davanın vekaletnamede özel yetki bulunmaması nedeniyle eksikliğin 1 ay içinde giderilmesi meşruhatını içerir tebligata rağmen giderilmemesi nedeniyle CMK’nın 142/4. maddesi gereğince davanın usulden reddine dair verilen kararın esas itibariyle davanın reddi olarak değerlendirilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tazminat davasının, dayanağını teşkil eden beraat hükmünün verilmesinden kısa bir süre sonra verilen vekaletnameye dayanarak yine beraat hükmünün kesinleşmesinden itibaren kısa bir süre geçtikten sonra açıldığı, davacı ile avukatı arasındaki vekalet ilişkisi gösteren vekaletin genel bir vekaletname olduğu, mahkemenin vekaletnamede yetki eksikliğinin bulunduğundan bahisle davanın açılmasına muvafakatının bulunup bulunmadığının tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içerisinde bildirilmesi aksi takdirde davanın CMK’nın 142/4. maddesi uyarınca reddine karar verilebileceğine dair meşruhat içeren evrakın davacıya 07.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacının ise 14.11.2013 havale tarihli dilekçesi ile açılan davaya muvafakatının bulunduğunu bildirdiğinin anlaşıldığı olayda; belirtilen eksikliğin CMK’nın 142/4. maddesi kapsamında tamamlanması gereken belge niteliğinde bulunmayıp dava şartları ile ilgili olduğu, diğer yönden HMK’nın 74. maddesinde özel yetki gerektiren hallerin sınırlı olarak sayıldığı dosyaya sunulan vekaletnamenin de baştan itibaren yasanın aradığı şartları taşıdığı görülmekle yargılamaya devamla esas hakkında bir hüküm kurulması gerekirken davanın reddine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07.09.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.