T.C.
Yargıtay
Ceza Genel Kurulu
Karar No:2017/354
K. Tarihi:4.7.2017
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık …’ın TCK‘nun 188/3, 62, 52/2-4, 53, 54 ve 63. maddeleri gereğince 4 yıl 2 ay hapis ve 5.000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin, Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 08.05.2012 gün ve 421-121 sayılı hükmün sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 13.11.2013 gün ve 22318-10122 sayı ile;
“Kendisinde herhangi bir uyuşturucu veya uyarıcı madde ele geçirilemeyen ve olay yerinde bulunan 11 pakette net 48,5 gram esrar ile de ilgisi tespit edilemeyen sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanan sanık …’un sonradan döndüğü kolluk ifadesi dışında, kuşku sınırlarını aşan yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, atılı suçtan beraati yerine mahkûmiyet hükmü kurulması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 11.03.2014 gün ve 64–80 sayı ile;
“Mahkememizce Yargıtay bozma ilamı usul ve yasaya aykırı görüldüğünden ve sanığın suçunun sübut bulduğuna kanaat getirildiğinden bozma ilamına karşı mahkememizin 11.03.2014 tarihli celsesinde direnme kararı verilmiş ve mahkememizin önceki gerekçesi doğrultusunda değişikliğe gidilmeksizin hüküm kurulmuştur.
Yukarıda özetlenen deliller ve tüm dosya kapsamının incelenmesi sonucunda; emniyet görevlilerince yapılan istihbari çalışmalar sonucu ‘Köpekçi Rıdvan’ olarak tanınan sanık …’ın, Batman ili, 19 Mayıs Mahallesi, 926. Sokak içerisinde bulunan ‘Temel’ olarak bilinen yarım kalmış inşaat ve yanındaki yıkık yerde uyuşturucu madde ticareti yaptığı yönündeki bilgiler değerlendirilerek suç tarihi olan 12.09.2011 tarihinde bahse konu yere emniyet görevlilerince gelindiğinde, sanık …’ın söz konusu metruk yerin hemen yanında bulunduğunun görüldüğü, yakınında 11 yaşlarında … isimli çocuğun bulunduğu, sanık …’ın emniyet görevlilerini fark ederek ters istikamete doğru kaçtığı, sanığın ilk görüldüğü yerin çevresinde yapılan aramada yıkık yerin giriş alt tarafındaki briketlerin oyukları içerisinde gizlenmiş gazete kağıdına sarılı ve içinde esrar olduğu değerlendirilen maddelerin ele geçirildiği, …’in köpek sevmek amacıyla bu yere geldiği, emniyet görevlilerince daha sonra söz konusu yıkık yerin hemen yakınında yol üzerinde diğer sanık Bilmez’in görüldüğü, bu sırada sanık Bilmez’in elinde bulunan bir şeyi cebine koyması üzerine Batman 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 902 değişik iş sayılı önleme aramasına istinaden bu sanığın yapılan üst aramasında üzerinde bir parça esrar olduğu değerlendirilen madde ele geçirildiği, sanığa söz konusu maddeyi nereden aldığı sorulduğunda ‘Temel’ olarak bilinen yerde ‘Köpekçi Rıdvan’ olarak tanıdığı şahıstan 10 Lira karşılığında satın aldığını, şahsı görse tanıyabileceğini söylediği, emniyet görevlilerince sanık Bilmez’in karakolda alınan ilk ifadesi sırasında bu sanığa diğer sanığın fotoğrafı gösterildiğinde sanık Bilmez’in diğer sanığı teşhis ederek kendisine uyuşturucu satanın diğer sanık olduğunu ifade ettiği, olaydan sonra kaçan sanık … hakkında yakalama kararı çıkartıldığı, bu sanığın 14.01.2012 tarihinde Muhammed Yasin Kazanoğlu ve Muhammed Yunus Yılmaz ile birlikte Batman ili, İluh Mahallesi, 619 Sokak üzerinde bulunan ‘Tandır’ diye tabir edilen yerde torbacı olarak tabir edilen kişilerin uyuşturucu satışı yaptığı yönündeki istihbari bilgiler çerçevesinde yapılan operasyonda sanık …’ın üzerinde kemerin iç kısmına gizlenmiş bir paket uyuşturucu madde ile 410 Liralık birçok bozuk para ele geçirilerek yakalandığı, (sanık …’ın üzerinde 14.01.2012 tarihinde yakalanan uyuşturucu ile ilgili açılan dava mahkememizin 2012/122 esas sırasında kayıtlı olup dosya derdesttir) suç tarihinde ‘Temel’ olarak bilinen yerde ve sanık Bilmez’in üzerinde ele geçen maddelerin aldırılan ekspertiz raporuna göre THC ihtiva eden ve esrar elde etmeye elverişli tohumlu kurumuş yeşil renkli hint keneviri bitki parçaları olduğu, net ayrı ayrı 48,5 ve 3 gram esrar elde edilebileceği, söz konusu maddelerin sarıldığı gazete parçaları üzerinde yapılan parmak izi incelemesine ilişkin ekspertiz raporuna göre söz konusu materyaller üzerinde parmak izine rastlanmadığı tespit edilmiştir.
Sanık … savunmasında üzerine atılı suçu inkar etmesine rağmen; olayın tespiti sırasında tutanak tanıklarının sanık …’ı olay yerinde görmesinin ardından sanık …’ın kaçtığının suç tespit tutanağı ile tespit edilmesi, tutanak tanıklarının beyanları ile soruşturma aşamasında dinlenen yaşı küçük tanık …’in anlatımlarının aynı yönde olması, yörede kovuşturma aşamasında değişen ifadelere uygun biçimde sanık Bilmez tarafından ifadesinde değişiklik hasıl olsa da, bu sanığın soruşturma aşamasında suça konu uyuşturucuyu ‘Köpekçi Rıdvan’ olarak tanıdığı diğer sanıktan satın aldığını belirtip fotoğraf teşhisini içerir sanık Bilmez’in ifadesi ile bu hususun somut olarak ortaya konulmuş olması, olay yerinden kaçan sanık …’ın bilahare bir başka olay nedeniyle yakalandığında üzerinde uyuşturucu satışına uygun uyuşturucu paket ve bozuk paraların ele geçirilmesi nedeniyle, suç tarihinde sanık …’ın Batman ili 19 Mayıs Mahallesi 926. Sokak içerisinde bulunan ‘Temel’ olarak bilinen yerde sanık Bilmez’e uyuşturucu satışı yaptığı, diğer uyuşturucuları da aynı şekilde satmak için bu yerde bulundurduğu anlaşılmakla; sanık …’ın kendisini cezadan kurtarmaya yönelik savunmasına itibar edilmeyerek, aksi sanık tarafından ispatlanamayan suç tespit tutanağı içeriği, bu tutanağı doğrulayan yeminli tutanak tanıklarının beyanları, olayı ortaya koyar biçimdeki sanık Bilmez’in soruşturma ifadesi ve esasen tutanak tanıkları ve sanık Bilmez’in beyanları ile benzeşen yaşı küçük tanık …’in soruşturma ifadesi, suç konusu uyuşturucu ile ilgili ekspertiz raporu ve söz konusu uyuşturucunun satışa hazır 11 paket halinde ele geçirilmiş olması göz önünde bulundurularak, sanık …’ın üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçu sübuta ermiştir.” gerekçesiyle ilk hükmünde direnmiştir.
Bu hükmün de sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.04.2014 gün ve 129459 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 267-1102 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 10. Ceza Dairesince 03.03.2017 gün ve 49-829 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık Bilmez Koç hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin karar itiraz edilmeksizin kesinleşmiş olup, direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, direnme hükmünün yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda, direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan, ilk hükümdeki gerekçenin tekrarlanması suretiyle direnme hükmü kurulduğu anlaşılmaktadır.
Anayasamızın 141 ve 5271 sayılı CMK’nun 34. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi uygulamada da keyfiliğe yol açacağından kuşku yoktur. Nitekim Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre de, bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, yerel mahkeme tarafından CMK’nun 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca yeniden usulüne uygun olarak hüküm kurulması, bunun yanında direnmeye ilişkin gerekçenin de gösterilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında önsoruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
Yerel mahkemece, Özel Dairenin bozma kararı ile tamamen ortadan kalkan sanık hakkındaki ilk hükümde direnilirken, bu ilkeler doğrultusunda işlem yapılmamış, direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan hüküm kurulmuştur.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, saptanan bu usulü nedenden dolayı diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.03.2014 gün ve 64–80 sayılı direnme hükmünün, usul ve kanuna uygun direnme gerekçesi gösterilmeden karar verilmesi isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.07.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.