T.C.
Yargıtay
15. Ceza Dairesi
Esas No:2012/1752
Karar No:2013/20985
K. Tarihi:25.12.2013
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabi-lecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, segileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olay-sal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiile olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-g maddesinde suçun; “Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle” işlenmesi nitelikli bir hal olarak düzenlenmiştir. Bu nitelikli halin uygulanması için, basın ve yayın araçlarının dolandırıcılık suçunun işlenmesinde özel bir kolaylık sağlamış olması gerekir. Failin, yarar sağlamak için gerçek olmayan bir durumu basın organında haber ya da reklam olarak yayınlatması ve bunu mağduru aldatmada kullanması halinde basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçu işlenmiş olacaktır. Bu manada gazeteler ve televizyonlar gibi görsel ve yazılı basın ve yayın araçlarının sağladığı ilan, program, haber içerikleri vb. Suça konu edilebilmekte, kişiler kolaylıkla aldatabilmeketedirler.
Gazeteye verilen ilanın sadece sanığa ulaşılmasına yardımcı olduğu, şikayetçinin aldanmasında ve hileli hareketlerin gerçekleştirilmesinde kolaylık sağlamadığı takdirde TCK’nın 158/1-g maddesinin varlığından söz edilemez.Yine şikayetçinin basit bir araştırmaya gerçeği öğrenebileceği durumda, dolandırıcılığın nitelikli halinden bahsedilemez.Gazetede münhasıran ilan verilmesi yeterli olmayıp, ilanında hileli hareketlerin gerçekleştirilmesinde tarafların aldatılmasında etkisinin bulunması gerekir.
Gazetede sahibinden satılış eşya ilanında, eşya tanıtılmadan soyut bir bilgilendirme üzerine verilen telefondan yapılan arama ile gelişen aldatmada, gazeteye verilen ilanın failin sadece şikayetçiye ulaşmasına yardımcı olduğu, hileli hareketlerin gerçekleştirilmesi ve şikayetçinin aldatılmasında bir kolaylık sağlamadığı hallerde, “basit dolandırıcılık” ilanda eşya gerçeğine aykırı olarak tanımlanıp, orijinalinde daha ucuza gösteriliyorsa, teşhir ve gösterim üzerine mağdur yanıltılmışsa nitelikli dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
Y. Gazetesi’nin küçük ilanlar bölümünde sanık tarafından verilen “lap-toplarda kampanya” ilanını gören katılanın, ilanda yazılı telefon numarasını aradığı, kendisini A. olarak tanıtan sanığın, katılana bilgisayar şirketi olduklarını, faturalı şekilde yasal satış yaptıklarını, para havalesinden bir gün sonra bilgisayarı kargoyla göndereceklerini söylediği, katılanın G. Bankası Osmanağa Şubesi’ndeki sanığa ait hesaba 500 TL para gönderdiği, sanığın tekrar katılanı arayarak kendisine gönderecekleri bilgisayarın arızalı olduğunu, 250 TL fark ödemesi durumunda bir üst modelini göndereceklerini söylediği, bunun üzerine katılanın, bu sefer sanığa ait G. Bankası İzmir Hatay Şubesi’ndeki hesaba 250 TL havale yaptığı, ancak bilgisayarın gönderilmediği gibi, katılanın telefonla aramasına rağmen cevap verilmediği ve bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda;
1)Sanıgın gazeteye verdiği ilanın sadece katılana ulaşmasına yardımcı olduğu, hileli hareketlerin gerçekleştirilmesi ve katılanın aldatılmasında bir kolaylık sağlamadığı anlaşılmakla; eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 157. maddesinde düzenlenen “basit dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu gözetilmeden “basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturduğunun kabulü ile TCK’nın 158/1-g maddesi uyarınca hüküm kurulması,
2) Katılanın, farklı zamanlarda sanığa ait iki farklı banka şubesine para göndermesi karşısında, bir suç işleme kararının icra kapsamında katılana yönelik dolandırıcılık suçunu değişik zamanlarda işleyen sanık hakkında TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 25.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.