T.C.
Yargıtay
2. Hukuk Dairesi
Esas No:2014/25179
Karar No:2014/24200
K. Tarihi:
Karar No:2014/24200
K. Tarihi:
Özet:
mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davalı-davacı (kadın)’ın eşine hakaret ve tehdit ettiği, aşağılayıcı sözler söylediği, buna karşılık, davacı-davalı (koca)’nın eşine fiziksel şiddet uyguladığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu kusur durumuna göre; boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı (kadın)’ın az, davacı-davalı (koca)’nın ise daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı-davalı (koca)’nın boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları oluşmuştur. Boşanma kararı sonucu itibariyle isabetli olmakla birlikte, gerekçesi yerinde olmamıştır.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı tarafından; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, her iki taraf geçimsizliğe neden olan olaylarda eşit kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davalı-davacı (kadın)’ın eşine hakaret ve tehdit ettiği, aşağılayıcı sözler söylediği, buna karşılık, davacı-davalı (koca)’nın eşine fiziksel şiddet uyguladığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu kusur durumuna göre; boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı (kadın)’ın az, davacı-davalı (koca)’nın ise daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı-davalı (koca)’nın boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları oluşmuştur. Boşanma kararı sonucu itibariyle isabetli olmakla birlikte, gerekçesi yerinde olmamıştır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/son maddesi uyarınca hüküm sonucu itibariyle doğru olup da, gerekçesi buna uygun değil ise, hükmün gerekçesi değiştirilip onanmasına karar verilebileceğinden; boşanma hükmünün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesi değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiş; davalı-davacı (kadın)’ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersiz bulunmuştur.
2-Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu döneminde açılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunun 141. maddesi gereğince tahkikat aşamasında iddia ve savunma genişletilemez. Davalı-davacı (kadın) 21.12.2012 tarihinde, tahkikat aşamasında Türk Medeni Kanununun 174/1. ve 2. maddesi uyarınca maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davacı-davalı (koca)’nın bu taleplere açık rızası bulunmadığı gibi, bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah (HMK md. 176) işlemi de mevcut olmadığından, mahkemece hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilebilecek nitelikte, maddi ve manevi tazminat talebi mevcut değildir. Bu durumda; davalı-davacı (kadın)’ın maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında “usulüne uygun ileri sürülmediğinden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilecek yerde, kesin hüküm oluşturacak şekilde reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.12.2014 (Pzt.)
1-Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, her iki taraf geçimsizliğe neden olan olaylarda eşit kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davalı-davacı (kadın)’ın eşine hakaret ve tehdit ettiği, aşağılayıcı sözler söylediği, buna karşılık, davacı-davalı (koca)’nın eşine fiziksel şiddet uyguladığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu kusur durumuna göre; boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı (kadın)’ın az, davacı-davalı (koca)’nın ise daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı-davalı (koca)’nın boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları oluşmuştur. Boşanma kararı sonucu itibariyle isabetli olmakla birlikte, gerekçesi yerinde olmamıştır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/son maddesi uyarınca hüküm sonucu itibariyle doğru olup da, gerekçesi buna uygun değil ise, hükmün gerekçesi değiştirilip onanmasına karar verilebileceğinden; boşanma hükmünün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesi değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiş; davalı-davacı (kadın)’ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersiz bulunmuştur.
2-Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu döneminde açılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunun 141. maddesi gereğince tahkikat aşamasında iddia ve savunma genişletilemez. Davalı-davacı (kadın) 21.12.2012 tarihinde, tahkikat aşamasında Türk Medeni Kanununun 174/1. ve 2. maddesi uyarınca maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davacı-davalı (koca)’nın bu taleplere açık rızası bulunmadığı gibi, bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah (HMK md. 176) işlemi de mevcut olmadığından, mahkemece hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilebilecek nitelikte, maddi ve manevi tazminat talebi mevcut değildir. Bu durumda; davalı-davacı (kadın)’ın maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında “usulüne uygun ileri sürülmediğinden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilecek yerde, kesin hüküm oluşturacak şekilde reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.12.2014 (Pzt.)