T.C.
Yargıtay
9. Hukuk Dairesi
Esas No:2013/3969
Karar No:2014/40011
K. Tarihi:24.12.2014
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının taşeron şirket işçisi olarak kısmi zamanlı ve çağrı usulü ile çalıştığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının kısmi süreli çalışan olmadığı, belirsiz süreli sözleşme ile asıl işverenin işinde çalıştırıldığı, davalı ile taşeron şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, davalının gerçek işveren olduğu, davacının iş akdinin ihbar önellerine uyulmaksızın ve haklı nedene dayanmaksızın davalı tarafından feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 272.maddesinde;
“(1) Hakimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kuralların, bilirkişiler bakımından da uygulanacağı ancak, bilirkişinin, aynı dava veya işte daha önceden tanık olarak dinlenmiş bulunmasının bir ret sebebi teşkil etmeyeceği,
(2) Hakimler hakkındaki yasaklılık sebeplerinden biri, bilirkişinin şahsında gerçekleşmişse, mahkemenin hüküm verilinceye kadar, her zaman bilirkişiyi resen görevden alabileceği gibi, bilirkişi de mahkemeden, görevden alınma talebinde bulunabileceği,
(3) Ret sebeplerinden birinin bilirkişinin şahsında gerçekleşmesi halinde taraflar, bilirkişinin reddini talep edebileceği gibi, bilirkişinin de kendisini reddedebileceği, ret talebi veya bilirkişinin kendisini reddetmesinin, ret sebebinin öğrenilmesinden itibaren en geç bir hafta içinde yapılmış olmasının şart olduğu ret sebeplerinin ispatı için, yemin teklif edilemeyeceği,
(4) Görevden alınma, ret ve bilirkişinin kendisini reddetmesine yönelik talebin bilirkişiyi görevlendiren mahkemece dosya üzerinden incelenip karara bağlanacağı, kabule ilişkin kararların kesin olduğu, redde ilişkin kararlara karşı ise ancak esas hakkındaki kararla birlikte kanun yoluna başvurulabileceği” bildirilmiştir.
Davalı vekili bilirkişinin tarafsızlığı ile ilgili iddialarını dile getirerek rapora itiraz etmiş, temyiz dilekçesinde bu beyanlarını tekrar etmiştir. Bilirkişinin tarafsız olamayacağı itirazında bulunmuştur.
Taraflar sonradan öğrendikleri veya yeni meydana çıkan ret sebebine dayanarak (mesela bilirkişinin tarafsız olmadığını ileri sürerek) bilirkişi raporuna itiraz edebilirler ve yeni bir bilirkişi seçilmesini isteyebilirler. (HUMK m.283-284) (HMK m.281) ( K.., B.. :Hukuk Muhakemeleri Usulü,C.III, İstanbul 2001 sh 2721)
Somut olayda bilirkişilik yapan kişinin şahsına karşı davalı tarafından sunulan dilekçede yazılı nedenlerle itiraz edilmiştir. Mahkemece, yapılan itirazlar ön sorun gibi incelenip karar verilmeden, şahsına itiraz edilen bilirkişilerin raporuna dayanılarak karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın sair yönler incelenmeksizin yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.