T.C.
Yargıtay
11. Hukuk Dairesi
Karar No:2014/8902
K. Tarihi:9.5.2014
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/06/2013 tarih ve 2008/883-2013/356 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı banka vekili ile fer’i müdahiller TMSF vekili ve H.. G.. vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09/05/2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. K.. E.., davalılardan I.. Bank A.Ş. Vekili Av. E.. I.. ve TMSF vekili Av. C. K.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin babası muris Süleyman S.. O.. S.. Kadıköy Şubesi’ne vadeli olarak para yatırdığını, 22.12.1999 tarihinde banka yönetimine TMSF tarafından el konulduğunu, banka yöneticilerinin KKTC’de kendi kurdurdukları Efektif Bank Off- Shore Ltd. Şti’ye, S.. şubeleri aracılığı ile topladıkları paralan aktardıkları ve bu yolla haksız kazanç temin edilmesi gayesiyle suç örgütü oluşturdukları iddiası ile yöneticiler hakkında ceza davaları açıldığını, müvekkilinin murisinin de mağdur sıfatıyla bu yargılamada yer aldığını, bankadaki parasını alamayan murisin davalı bankaya açtığı davanın erken açıldığından bahisle reddedildiğini, bunun üzerine off-shore bankası aleyhinde KKTC’de davalar açıldığını, bu davalardan sonuç alınamadığını, murisin parasını, S..güven duyarak tevdi ettiğini, davalı bankanın, Kadıköy Şubesi çalışanları tarafından yapılan telkinlerle KKTC‘de bulunan Efektif Bank Off-Shore hesaplarına paranın aktarıldığını, dolayısıyla oluşan zarardan davalı bankanın sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.112,9 EURO ve 5.000 USD‘nin, bankaya yatırılma tarihinden vade sonuna kadar akdi faizi, vade sonundan itibaren ise 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 24.09.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı bankaya yatırılan mevduat ve dava tarihine kadar işlemiş faizi olmak üzere toplam 3.099.412 EURO‘nun ve 53.006 USD‘nin faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.Davalı banka vekili, off shore bankası ile farklı tüzel kişiliğe sahip bulunan müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, alınan aciz vesikasının geçerliliğinin bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının daha fazla faiz getirisi elde etmek için parasını off-shore hesabına aktardığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Feri müdahiller TMSF ve H.. G.. vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının murisinin S.. Kadıköy Şubesi’nde bulunan hesabındaki paranın off-shore hesabına aktarılması için talimat verdiği, esasen off-shore hesabına aktarılan miktarlar yönünden bir uyuşmazlık da bulunmadığı, off-shore bankasının davalı banka ile aynı gruba dahil bir kuruluş olduğu ve bağımsız olarak hareket etmeyip S.. A.Ş. ile aynı imiş gibi bir görünüş yarattığı, her ne kadar off-shore bankasının ayrı bir tüzel kişiliği mevcut ise de perdenin aralanması teorisi uyarınca davalı bankanın davacının zararından sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 1.902,04 Euro asıl alacak, 1.003.531 Euro dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.905.535 Euro’nun ve 31.000 USD asıl alacak, 18.049 USD dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 49.049 USD‘nin davalı bankadan tahsiline, asıl alacağa dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı banka vekili ile feri müdahiller TMSF vekili ve H.. G.. vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalının sorumluluğunun somut olaya uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK’nun 41, 55 ve 6762 sayılı TTK’nın 336. maddelerinden kaynaklanmasına, davacının zararının parasını off shore bankasından tahsil etme olanağının kalmadığının anlaşıldığı andan itibaren doğması nedeniyle zamanaşımı süresinin bu tarihten başlayacak olmasına göre davalı vekili ile feri müdahiller TMSF ve H.. G.. vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Dava, davacı tarafından banka hesabına yatırılan paranın off-shore hesabına aktarıldığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacı ile davalı banka arasında akdi ilişki bulunmadığından hesaba yatırılan paraya, paranın havale tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine uygun şekilde temerrüt faizi yürütülmelidir. Diğer bir deyişle, hesaba yatan mevduata, havale tarihinden itibaren mevduat faizi, akdi faiz veya kapitalize edilmiş faiz yürütülmesi mümkün değildir. Somut olayda ise davacı tarafça ıslah yoluyla, banka hesabına yatırılan para ile birlikte dava tarihine kadar işlemiş faiz talep edilmiş olup mahkemece de, hesaba yatan paraya, vade sonuna kadar akdi faiz işletilip, bulunan faiz anaparaya eklenerek vade sonundan itibaren 3095 sayılı Kanun’a göre faiz hesaplanan rapora itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Bu itibarla, mahkemece, davacının murisi tarafından hesaba yatırılan paraya, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde dava tarihine kadar işlemiş faizin hesaplattırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Ayrıca, kabule göre de, davalı taraf 5411 sayılı Kanun’un 140. Maddesi hükmü uyarınca harçtan muaf olmasına rağmen aleyhine harca hükmedilmesi de doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekili ile feri müdahiller vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı banka ile feri müdahiller vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA; takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.