T.C.
Yargıtay
23. Hukuk Dairesi
Karar No:2015/7584
K. Tarihi:25.11.2015
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; maaş hacizlerinin İİK’nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine borçlunun çalıştığı işyerince düzenlendiği ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK’nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği, bu durumda İİK’nın 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalıda olduğu düşünülemeyeceği, davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK’nın 19 ve 818 sayılı BK’nın 18. maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olup ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği, davacı tarafından davalılar arasındaki muvazaayı kanıtlayacak şekilde herhangi bir delil gösterilmediği, ispat yükünün davacıda olduğu ve iddianın ispatlanamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili bankanın davalı borçlu Ç.. B..’e tahsis ettiği kredi kartının kullanılmasından kaynaklanan borcu ödememesi üzerine Adana 7. İcra Müdürlüğü’nün 2013/9316 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun çalıştığı işyerine maaş haczi için yazı gönderildiği, müvekkilinin haczinin ikinci sırada olduğunun bildirildiğini, birinci sırada Adana 4. İcra Müdürlüğü’nün 2013/4813 esas sayılı dosyasının alındığını, bu dosya takip alacaklısının borçlu ile aynı iş yerinde çalıştığı, takibin kambiyo takibi olduğu, bononun her zaman düzenlenebileceğini, alacağın muvazaalı olduğunu belirterek borçlunun maaşı üzerindeki hacizler için sıra cetvelinin yeniden düzenlenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Ö.. Ş.. vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin bonoya dayalı alacağının bulunduğunu, ispat yükünün davacıda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı usulüne uygun tebliğe rağmen süresinde cevap vermemiş, sonraki beyanında davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; maaş hacizlerinin İİK‘nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine borçlunun çalıştığı işyerince düzenlendiği ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK‘nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği, bu durumda İİK‘nın 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalıda olduğu düşünülemeyeceği, davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK‘nın 19 ve 818 sayılı BK‘nın 18. maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olup ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği, davacı tarafından davalılar arasındaki muvazaayı kanıtlayacak şekilde herhangi bir delil gösterilmediği, ispat yükünün davacıda olduğu ve iddianın ispatlanamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.