T.C.
Danıştay
15. Daire
Esas No:2013/4405
Karar No:2013/3335
K. Tarihi:9.5.2013
Özeti : Davacılar vekili tarafından, davanın maddi tazminata ilişkin kısmı yönünden ıslah talebinin nazara alınmaması nedeniyle temyiz isteminde bulunulmuş ise de, 30.04.2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren “İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 16. Maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm ile tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktarın, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabileceği ve bu miktarın artırılmasına ilişkin dilekçenin otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edileceği, bu hükmün, kanun yolu aşaması dahil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda uygulanacağı kurala bağlanmış olup, davanın maddi tazminata ilişkin kısmının onaylanıp kesinleşmesi üzerine, ıslah talebinin bu aşamada dikkate alınması mümkün olmadığı hakkında.Temyiz İsteminde Bulunan Taraflar:
1- (Davalı) : Sağlık Bakanlığı
Vekili : Av. …
2- (Davacılar) : …’e velayeten kendi adına asaleten …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davacılar miras bırakanının Erzurum … Kadın Doğum Hastanesinde doğum yaptıktan sonra aşırı kanamadan dolayı ölümünde idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek uğranıldığı iddia edilen zarar karşılığında 56.000,00-TL maddi ve 30.000,00-TL manevi tazminatın faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, Erzurum 1. İdare Mahkemesi’nce, 56.000,00- TL maddi, 12.000,00-TL manevi olmak üzere toplam 68.000,00- TL tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle ödenmesi, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddi yolunda verilen kararın, Danıştay Onuncu Dairesi’nce; manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısmının bozulduğu, diğer kısımlarının onandığı, anılan Mahkemece bozma kararına uyularak, manevi tazminatın, mal varlığında meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı değil, tatmin aracı olduğu, olay nedeniyle duyulan elem ve ıstırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçladığı, takdir edilecek miktarın aynı zamanda idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak düzeyde olması gerektiği, bu kapsamda, davacılar miras bırakanının doğum yaptıktan sonra aşırı kanamadan dolayı ölümü üzerine sorumlular hakkında ceza davası açıldığı, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca istenilmesi üzerine Adli Tıp Kurumu Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulunun konu ile ilgili hazırlanan raporunda, otopsi yapılarak iç organ değişimleri araştırılmadığından kesin ölüm nedeni belirlenememekle birlikte, olayın gelişimi, klinik bulguları, ebe, hemşire ve hasta yakınlarının ifadeleri göz önüne alındığında, kişinin ölümünün doğum sonu gelişen kanama nedeniyle meydana geldiğinin kabulü gerektiği sonucuna varıldığı, ayrıca, ölüm olayından dolayı sorumlu görülen hastane görevlileri aleyhine açılan ceza davası sonucunda, davacılar murisinin doğumu esnasında görevli bulunan iki ebeye, hemşireye ve doktora, taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan ceza verildiği, olayın oluş şekli ve zararın niteliği dikkate alındığında, henüz yeni evli olan … ile annesini doğumda kaybeden çocuk …’ün bu olay nedeniyle büyük acı ve ıstırap çektikleri açık olduğundan, davacıların manevi tazminat isteminin kabulü ile 18.000,00-TL manevi tazminatın, idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine dair verilen kararın, taraflarca aleyhe olan kısımlarının hukuka aykırı olduğu ileri sürülüp temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
1- (Davalı) : Sağlık Bakanlığı
Vekili : Av. …
2- (Davacılar) : …’e velayeten kendi adına asaleten …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davacılar miras bırakanının Erzurum … Kadın Doğum Hastanesinde doğum yaptıktan sonra aşırı kanamadan dolayı ölümünde idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek uğranıldığı iddia edilen zarar karşılığında 56.000,00-TL maddi ve 30.000,00-TL manevi tazminatın faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, Erzurum 1. İdare Mahkemesi’nce, 56.000,00- TL maddi, 12.000,00-TL manevi olmak üzere toplam 68.000,00- TL tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle ödenmesi, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddi yolunda verilen kararın, Danıştay Onuncu Dairesi’nce; manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısmının bozulduğu, diğer kısımlarının onandığı, anılan Mahkemece bozma kararına uyularak, manevi tazminatın, mal varlığında meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı değil, tatmin aracı olduğu, olay nedeniyle duyulan elem ve ıstırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçladığı, takdir edilecek miktarın aynı zamanda idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak düzeyde olması gerektiği, bu kapsamda, davacılar miras bırakanının doğum yaptıktan sonra aşırı kanamadan dolayı ölümü üzerine sorumlular hakkında ceza davası açıldığı, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca istenilmesi üzerine Adli Tıp Kurumu Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulunun konu ile ilgili hazırlanan raporunda, otopsi yapılarak iç organ değişimleri araştırılmadığından kesin ölüm nedeni belirlenememekle birlikte, olayın gelişimi, klinik bulguları, ebe, hemşire ve hasta yakınlarının ifadeleri göz önüne alındığında, kişinin ölümünün doğum sonu gelişen kanama nedeniyle meydana geldiğinin kabulü gerektiği sonucuna varıldığı, ayrıca, ölüm olayından dolayı sorumlu görülen hastane görevlileri aleyhine açılan ceza davası sonucunda, davacılar murisinin doğumu esnasında görevli bulunan iki ebeye, hemşireye ve doktora, taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan ceza verildiği, olayın oluş şekli ve zararın niteliği dikkate alındığında, henüz yeni evli olan … ile annesini doğumda kaybeden çocuk …’ün bu olay nedeniyle büyük acı ve ıstırap çektikleri açık olduğundan, davacıların manevi tazminat isteminin kabulü ile 18.000,00-TL manevi tazminatın, idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine dair verilen kararın, taraflarca aleyhe olan kısımlarının hukuka aykırı olduğu ileri sürülüp temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Düşüncesi : Temyize konu Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce gereği görüşüldü:
Davacılar vekili tarafından, davanın maddi tazminata ilişkin kısmı yönünden ıslah talebinin nazara alınmaması nedeniyle temyiz isteminde bulunulmuş ise de, 30.04.2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren “İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 16. Maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm ile tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktarın, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabileceği ve bu miktarın artırılmasına ilişkin dilekçenin otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edileceği, bu hükmün, kanun yolu aşaması dahil yürürlük tarihinde derdest olan davalarda uygulanacağı kurala bağlanmış olup, davanın maddi tazminata ilişkin kısmının Danıştay Onuncu Dairesi’nin 31.3.2010 tarih ve E:2009/14473, K:2010/2490 sayılı kararıyla onanıp kesinleştiğinden, ıslah talebinin bu aşamada dikkate alınması mümkün değildir.
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce gereği görüşüldü:
Davacılar vekili tarafından, davanın maddi tazminata ilişkin kısmı yönünden ıslah talebinin nazara alınmaması nedeniyle temyiz isteminde bulunulmuş ise de, 30.04.2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren “İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 16. Maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm ile tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktarın, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabileceği ve bu miktarın artırılmasına ilişkin dilekçenin otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edileceği, bu hükmün, kanun yolu aşaması dahil yürürlük tarihinde derdest olan davalarda uygulanacağı kurala bağlanmış olup, davanın maddi tazminata ilişkin kısmının Danıştay Onuncu Dairesi’nin 31.3.2010 tarih ve E:2009/14473, K:2010/2490 sayılı kararıyla onanıp kesinleştiğinden, ıslah talebinin bu aşamada dikkate alınması mümkün değildir.
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz istemlerinin reddi ile Erzurum 1. İdare Mahkemesi’nin 16/07/2012 tarih ve E:2012/483; K:2012/1040 sayılı kararının onanmasına, 09/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Temyizen incelenen karar, usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz istemlerinin reddi ile Erzurum 1. İdare Mahkemesi’nin 16/07/2012 tarih ve E:2012/483; K:2012/1040 sayılı kararının onanmasına, 09/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.