T.C.
Yargıtay
19. Hukuk Dairesi
Esas No:2012/9853
Karar No:2013/14066
K. Tarihi:
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. E..S.. E.. ile davalı vek. Av. T.. D..’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, taraflar arasındaki anlaşmaya göre davalı şirketin müvekkiline alüminyum profil imal edeceğini, yapılan anlaşmaya göre vadenin 90 gün olarak belirlendiğini, müvekkil tarafından sipariş edilen alüminyum profilleri için toplam profil alım miktarının 5 tonu bulması halinde kalıp bedellerinin talep edilmeyeceğinin kabul ve taahhüt edildiğini, kur farkından dolayı davalı şirketin müvekkilinden 46.038,98 TL fazla tahsilat sağlandığını, ayrıca davalının taahhüdüne aykırı olarak 17.999,19 TL kalıp bedelini de aldığını ileri sürerek davalının müvekkilinden haksız olarak tahsil ettiği 46.038,98 TL kur farkı bedeli ile 17.999.19 TL kalıp bedeli olmak üzere toplam 64.038,17 TL’nin yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre davalının kur farkı faturalarını tanzim ederek tahsilat yapmasının yerinde olduğu, teklif mektubundaki şartlarına göre alınan mal miktarlarının 15 tonu geçmiş olmasından dolayı kalıp faturası tutarı olan 17.999,19 TL’nin davacıya iadesinin gerektiği gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne 17.999,19 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında ihtilafsız olan 02.06.2008 tarihli teklif mektubunun “Profil Kesim İşçiliği” kenar başlıklı bölümünün 1. paragrafında; “Alüminyum profilleriniz için toplam profil alım miktarınızın 15 tonu geçmesinden itibaren ilgili kalıbın bedeli, müteakip profil alımlarınızdaki faturalar üzerinden amortismanlar halinde tarafınıza geri ödenecektir” İfadelerine yer verilmiş aynı bölümün 2. paragrafında ise; “Alüminyum profilleriniz için toplam profil alım miktarınız tek seferde 15 tonu bulması halinde kalıp bedelleri tarafınızdan talep edilmeyecektir.” denilmiştir.
“Ödeme Şekli” başlıklı bölümde, “Profil alımlarınızın %50’si sipariş anında, geri kalan miktar sipariş teslim anında tahsil edilecektir. Eğer ödemeleriniz vadeli alacaksa, karşılıklı görüşme ile tutarı belirlenecek olan teminat mektubu tarafınızdan tahsil edilecektir.” ifadelerine yer verilmiştir.
Bu durumda mahkemece kalıp bedeli ile ilgili uyuşmazlığın çözümlenmesinde teklif mektubunun “profil kesim işçiliği” başlıklı bölümde yer alan teklif mektubu hükmünün yorumlanması gerekmektedir. Bu hükmün yorumlanması hakimin bilgi ve tecrübesi ile çözümleyeceği hususlardan olduğundan bu konuda bilirkişiye başvurulamaz. O halde mahkemece teklif mektubundaki 15 tonluk kalıp bedeline ilişkin sorumluluk sınırının farklı kalıpları da içeren toplam profil alım miktarına göre mi yoksa her kalıp için 15 tonluk sınırın mı gözetilmesi gerektiği hakim tarafından değerlendirilip yorumlanmalıdır. Teklif mektubunun anılan bölümünde “ilgili kalıbın bedeli sözcüklerine yer verilmesi karşısında her kalıp ile ilgili olarak 15 tonluk alım yapılması halinde kalıp bedelinin alınmayacağı şeklindeki yorum tarzının somut olaya uygun düşeceği gözetilmelidir. Nitekim davalı vekilinin 23.03.2010 havale tarihli delil listesi ekindeki “Enerji Elektronik için Yapılan Kalıplar” başlıklı belgede dava konusu profillerin altı ayrı çeşit kalıp ile üretildiği belirtilmiştir. Mahkemece davalının bu altı çeşit kalıbı üretip üretmediği araştırılıp her bir kalıp ile ilgili olarak üretilen profil miktarları saptandıktan sonra yukarıda açıklanan yorum tarzına uygun biçimde bir yorum yapılarak kalıp bedelleri ile ilgili uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekmektedir.
Kur farkı ile ilgili uyuşmazlığa gelince; teklif mektubunda kalıp bedelinin Euro, profil ve işçilik bedellerinin ise USD üzerinden kararlaştırıldığı ve ödeme şekli başlıklı bölümde ödemelerin ne şekilde yapılacağı açıkça belirtilmiştir. Buna göre borcun kararlaştırılan gündeki döviz kuru üzerinden ödenmiş olması halinde kur farkı istenemeyeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, kararlaştırılan günde ödenmesi gereken döviz karşılığı borcun, Vergi Usul Kanunu gereğince zorunlu olarak TL üzerinden faturalandırılıp ödeme günü yerine daha sonraki bir günde ödenmesi halinde ise fiili ödeme günündeki kur ile sözleşme uyarınca ödenmesi gereken tarihteki kur arasındaki kur farkının istenebileceğinin kabulü gerekir. Bu hususlarda ilgili bilirkişi kurulu kök ve ek raporları yeterli araştırma ve incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine de elverişli bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler gözetilerek araştırma ve inceleme yapılıp iddia ve savunma çerçevesinde konusunda uzman kişilerden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetinden ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp deliller hep birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar yararına 990 TL duruşma vekalet ücretinin tarafların yek diğerinden alınarak bir diğerine verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.